Türkiye’nin ev sahipliğinde 13-14 Mayıs 2015 tarihlerinde Antalya’da gerçekleştirilen NATO Dışişleri Bakanları Zirvesi’ne paralel olarak düzenlenen “NATO Gençlik Zirvesi”ne katılan Prof. Dr. Mustafa Aydın, NATO üye ülkelerinden toplantıya katılan geleceğin liderleriyle, değişen uluslararası güvenlik gündemi ve NATO’nun söz konusu tehditlerle başa çıkma yöntemleri konusunda görüşlerini paylaştı. NATO Gençlik Zirvesi’nin açılışını yapan Aydın, “Kuzey Afrika ve Ortadoğu’da mezhepsel çatışmalar, devlet-dışı örgütlerin varlığı, silahlanma yarışı, Doğu Akdeniz’deki doğal kaynakların paylaşımı ile İran’la yürütülen fakat halen üzerinde uzlaşıya varılamayan nükleer müzakereler başlıca tehditler olarak sıralanabilir. Özellikle Irak ve Suriye başta olmak üzere, tüm bölge için tehdit oluşturan Irak ve Şam İslam Devleti (IŞID) örgütünün yarattığı hibrit tehdidin çözümü konusunda NATO’nun geleneksel savunma yöntemleri etkisiz kalmaktadır. Bu çerçevede NATO’nun, geleneksel olmayan yeni tehditlere cevap verebilir konuma gelmek üzere yeniden yapılanması kaçınılmaz” olduğuna dikkat çekti ve şu değerlendirmeyi yaptı:
“Arap Baharı sonrasında Geniş Ortadoğu’da beliren ve halen etkisini sürdüren yönetim boşlukları bir yandan mezhepsel çatışmaları tetiklerken, diğer yandan devlet-dışı aktörlerin bölgedeki etkinliklerini artırmasına neden olmaktadır. Başta Irak, Suriye, Libya ve Yemen olmak üzere, tüm bölgede yaşanan mezhep kökenli iç çatışmalar milyonlarca insanın komşu ülkelere sığınmasını ve yerlerinden edilmesini beraberinde getirmiştir. Bölgede yaşanan tüm bu olumsuz gelişmeler komşu ülkelerin yanı sıra tüm dünya ülkelerini ilgilendiren bir güvenlik boşluğuna neden olmaktadır.
Ayrıca, Karadeniz’in kuzeyinde Rusya’nın Kırım’ı işgali ve ilhakı ile başlayan süreç de içerisinde geleneksel olmayan yeni tehdit unsurlarını barındıran ve NATO’nun bir an önce karşılık bulması gereken sorunlara işaret ediyor. Bu yeni tehditlere bugüne kadar NATO ülkelerinin kapsamlı ve entegre bir karşı strateji geliştirememiş olmasının arkasında, yeni tehditlerin devlet ve devlet-dışı aktörlerin bir arada kullanılmasıyla ortaya çıkmasının etkisi büyük.
Böylesi bir ortamda, NATO Dışişleri Bakanları Zirvesi’nin son dört yıldır ilk kez Brüksel dışında ve NATO’nun önemli müttefiklerinden Türkiye’de gerçekleştirilmesi, ortaya çıkan güvenlik boşluğuna dikkat çekmek bakımından önemli oldu. Zirvenin başlıca gündemini oluşturan NATO’nun güney ve doğu kanatlarındaki güvenlik durumu ve üye ülkelere yönelik yeni tehditlerin değerlendirilmesi, NATO’nun tehdit algıları ve savunma sistemlerini güncel şartlar çerçevesinde gözden geçirmesi gerektiğini ortaya koydu.
NATO Dışişleri Bakanları Zirvesi’nde alınan kararlar içerisinde geleneksel olmayan yeni hibrit tehditlerle mücadele konusunun ön plana çıkarılması bu gerekliliğin göstergesidir. Günümüzde etkisi giderek artan siber saldırılar, insani krizler, devlet-dışı aktörlerin yarattığı sorunlar ve diğer hibrit tehditlerle mücadele edebilmek için üye ülkelerin yakın çalışmaları gerekmektedir.”
(Sabah, 22.05.2015)