"Rusya'nın, Türkiye üzerinden Avrupa'ya gaz taşımak üzere planladığı yeni boru hattı, Türkiye'yi 'enerji merkezi' olma hayaline bir adım daha yaklaştırır." Kadir Has Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Aydın, bölgeyi yakından ilgilendiren sorunları ve Putin'in Ankara seyahatini Al Jazeera Türk'e değerlendirdi.
Bölgede yaşananlar, Ukrayna’daki durum göz önüne alındığında Putin’in ziyareti ne anlama geliyor?
Bu, üst düzey istişare toplantıları neticesinde planlanmış bir ziyaretti. Fakat zamanlaması yine de Putin açısından iyi oldu; Putin son dönemde uluslararası siyasette izole edilmeye başlanan bir lider konumunda. Birkaç hafta önce Avustralya’da yapılan G20 zirvesinde batılı liderlerin kendisine yönelik tavrı çok sertti. Pek diplomatik geleneklere de uymuyordu. Mesela Kanada Başbakanı ‘Sanırım elinizi sıkmak durumundayım ama size söyleyecek tek şeyim var, Ukrayna’dan çıkın’ dedi. Diplomatik anlamda çok sert bir tutum bu. Onun dışında bütün toplantı böyle geçti ve Putin bu kadar baskı üzerine zirveden erken ayrıldı. Batıya gidemiyor şu anda, Avrupa ve ABD’de kabul görmüyor. Dolayısıyla Türkiye’ye büyük bir kadroyla, 10 bakanla gelmesinin arkasında bu da var. Hâlâ gidebilecek yerler olduğunu, bir şeyler yapabildiğini dünyaya gösterebilmek için Rusya açısından bu ziyaret önemliydi.
Peki Putin tarafından bakıldığında Türkiye’nin hala Rusya liderinin gidebileceği bir ülke olması ne ifade ediyor? Özellikle de Türkiye’nin batıyla ilişkileri açısından bakacak olursak tabii.
Bu enteresan bir nokta. Çünkü Türkiye; Avrupa Birliği’nin, ABD ve diğer batılı müttefikleriyle Ukrayna’daki gelişmelerden dolayı Rusya’ya karşı uygulamaya başladıkları bazı yaptırımlara katılmadı. Bu şimdilik Batı’dan çok büyük bir tepki çekmedi ama ziyaretin başladığı gün yapılan NATO toplantısının ardından yeni Genel Sekreter, Türkiye’nin de NATO’nun Rusya’ya karşı uyguladığı politikalara, yaptırımlara katılması gerektiği konusunda bir açıklamada bulundu. Bunların önümüzdeki dönemde artma ihtimali de var. Çünkü şu ana kadarkiler arasında zaten Türkiye’nin katılamayacağı yaptırımlar da var: Mesela ben Rusya’nın Türkiye’de çok fazla parası olduğunu sanmıyorum. Var olan miktarı dondurmak gibi uygulamalar da çok etkili olmaz. Ama diğer taraftan biz ticarete hiç sınırlama getirmedik hatta bir anlamda Avrupa ile Rusya arasında şu anda yaptırımlar nedeniyle gerçekleştirilmeyen ticaretten faydalanmaya başladık. Bu şimdiye kadar sanıyorum Avrupa’ya anlatılabildi. Ama bunun bir sonraki aşaması Avrupa’ya gidemeyeceği neredeyse kesinleşmiş olan Güney Akım projesi yerine Türkiye üzerinden giden bir hattı devreye almaktan bahsetti Putin. Tabii bu farklı bir rahatsızlık unsuru olabilir Avrupa için.
Türkiye üzerinden tesis edilecek yeni bir doğalgaz hattının Güney Akım yerine geçmesi Avrupa için ne anlama gelir? Biz ne manâ çıkarmalıyız bundan?
Bir kere Avrupa’nın Rusya’dan gelecek yeni bir gaza ihtiyacı yok. O yüzden de Güney Akım Projesi’ne aslında hiçbir zaman çok sıcak bakmadılar. Avrupa piyasası miktar olarak alacağı kadar gazı şu anda alıyor. Avrupa’nın esas derdi kaynağın çeşitlendirilmesi. Dolayısıyla Rusya’dan gelecek yeni bir boru hattı, kaynak çeşitlendirme anlamına gelmiyor. Güney Akım Projesi’ni Rusya çok istedi, Ukrayna’yı devreden çıkarmak için. Biliyorsunuz, bir Kuzey Akım projesi yaptılar, Baltık Denizi’nden direkt Almanya’ya inen. Bir de Karadeniz’den geçerek Bulgaristan üzerinden Avrupa’ya girecek bir hat yaparak Ukrayna üzerinden geçen bütün projeleri devre dışı bırakacaktı. Dolayısıyla Avrupa’ya sattığı gazı artırmadan rotalarını değiştirmiş ve Ukrayna’yı devre dışı bırakmış olacaktı. Burada Avrupa’nın bununla da ilgili bir rahatsızlığı var.
Avrupa’nın Rusya’ya olan enerji bağımlılığı ne düzeyde?
Avrupa ülkelerinin, ülke bazında yüzde 60’tan yüzde 100’e varan oranlarda Rusya’ya bağımlılığı var. Ama Avrupa’nın ekstra gaza ihtiyacı yok. Zaten alıyor gazını. Rusya’nın planı da Ukrayna üzerinden sattığı gazı oradan Kuzey ve Güney Akım’a devredip miktarı artırmaktan ziyade başka yollardan getirmekti. Avrupa açısından Güney Akım ile ilgili bir diğer önemli sorun da Avrupa Komisyonu’nun itirazları; AB Komisyonu tekelleşmeye yol açacağı gerekçesiyle karşı çıkıyordu. Gazın sahibi olan Gazprom şirketi aynı zamanda boru hattını da kurup dağıtım işine girmek istiyordu. Bu da AB’nin rekabet politikalarına aykırıydı. Bunların üstüne Ukrayna ve Kırım’daki gelişmeler eklenip ambargolar gelince bu proje bugünkü konjonktürde gerçekleşemez hale geldi. Putin de ziyareti sırasında o projenin artık yapılamaz gibi göründüğünü belirterek, ‘Türkiye alternatifini gündeme getiriyoruz’ dedi. Ama o alternatifin ne olduğunu da tam bilmiyoruz şu anda. Basına yansıyanlara baktığınızda bir tarafta Mavi Akım boru hattının yanına ikinci bir hat yapmaktan söz ediliyor. Bununla Türkiye’ye gelecek gazın miktarını artırmak için planlanıyor. İkinci bir hattın daha bahsi geçiyor; o hat Bulgaristan’a gideceğine Karadeniz’in altından Edirne’ye gelsin deniyor. Bunları şu anda tam bilmiyoruz ve aslında çok da ciddi değil.
(Al Jazeera Türk, 05.12.2014)